pelda aytaş
PELDA AYTAŞ 1992 Diyarbakır’da doğdu. Born in 1992 in Diyarbakır. 2014 Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Görsel Sanatlar Öğretmenliği Bölümü’nden mezun oldu. Graduated from Dicle University Ziya Gökalp Education Faculty Department of Visual Arts 2014 Görsel Sanatlar Öğretmenliği’ne başladı. Hala öğretmenliğe devam etmektedir. Visual Arts Teacher since 2014. 2019 yılında Artuklu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Yüksek Lisans Programından mezun oldu. Graduated from Artuklu University Faculty of Fine Arts Master's Program in 2019.
Sanatçı, varoluşun yetersizliği ve onunla birlikte gelen melankoliye lâyıkiyle karşı koymak amacıyla, sıradanlıktaki küçük değişimlerin resimsel stratejisini ortaya koyar. Tanıklıklarını ve deneyimlerini aktararak, günlük ritmin içindeki çatlaklardan sızarak, kimi zaman sezgilerine, kimi zaman da gözlemlerine dayanarak ürettiği eserlerinde, gerçekliği yeniden yorumlayarak günlük hayatın çözümlenmesinde kendi metodolojik araçlarını kullanır. Sanatçının eserlerinde mekanın soyut ve muhayyel hali somutulaştırılır ve mekan aidiyeti üreten özne konumunda varlığını gösterir. Gündelik hayat tamamen kendimizi ifade etiğimiz ilişkiler üzerinden kendimizi gerçekleştirdiğimiz fiziksel bir alanı sunar. Aytaş gündelik hayatın eleştirisini yaparken sergilediğimiz rollerin ardını görmeye bir kapı açmıştır. Gündelik hayat pratikleri eserlerinde yeni bir karaktere bürünürken zaman zaman ironik bir hal alır. İlişkileri tamamen optimize eden fotoğraf medyumunun, içindeki nesneyi özneyi öldürmesine karşın kullandığı bu teknikle optiği iplerle kumaşla bozup bireyi hayalete çeviren fotoğrafa yeni bir beden ve ruh kazandırır.
Kitlelerin iletişim biçimi olan optik dili halkın görsel iletişim biçimine çevirir. Sanatsal üretimini nakış tekniğiyle sürdüren sanatçı, genelde kadınlara ait (görülen) bir medyumun direngenliğini yüceltirken aynı zamanda sanat ve zanaat arasındaki hiyerarşiyi sorgular.İpliği kadın tarihini ve kimliğini sorgulamanın bir aracı olarak kullanır.
ARTIST TEXT
The artist puts forward the pictorial strategy of small changes in ordinariness in order to properly counter the inadequacy of existence and the melancholy that comes with it. He uses his own methodological tools to analyze daily life by reinterpreting reality in his works, which he produces by conveying his testimonies and experiences, leaking through the cracks in the daily rhythm, sometimes based on his intuition, sometimes based on his observations. In the artist's works, the abstract and imaginary state of space is concretized and shows its existence as the subject that produces spatial belonging. Everyday life offers a physical space where we realize ourselves through relationships in which we express ourselves. Aytaş opened the door to seeing behind the roles we play while criticizing daily life. While daily life practices take on a new character in his works, they sometimes become ironic. The photographic medium, which completely optimizes the relationships, uses this technique, although it kills the object and the
subject within it, distorting the optic with threads and fabric and giving a new body and soul to photography, which turns the individual into a ghost. It transforms optical language, which is the form of communication of the masses, into the visual communication form of the public. Continuing her artistic production with the embroidery technique, the artist glorifies the resilience of a medium that generally belongs to women, while at the same time questions the hierarchy between art and craft.Uses thread as a tool to question women's history and identity.